Hiç yanlışları olmamış gibi konuşuyor insanlar. Gördükleri (kendilerine göre) her yanlışı “asla” yapmazmış gibi büyük büyük konuşuyorlar. Oysa sadece hafızaları zayıf insanların. Başkasının olanı hatırlıyor ama kendisine ait her şey flu. İşte bu yüzden aslında daha çok yanlış yapıyor, daha çok yıpranıyor, daha çok o noktada kalıyor. Başkasına baktığı noktalar yüzünden kendi doğrusu, ekseni kayıyor. Yetinmiyor hatta istiyor ki çevresindeki herkes de onun gibi düşünsün. Hatta ona iki üç kafa sallanıyor diye daha güçlü hissediyor. Oysa hiç güçlü değil çünkü baktığı nokta başkasının.
Farkında olmadan kendi hayatında başkasına daha çok yer veriyor. Oysa dönse bir içine insan, kendini başkasının tartısında değil kendi tartısında bir tartsa. Kendi boyunun ölçüsünü bilse önce. İşte o da olmuyor. Olsa bile bazen çok geç oluyor. Hatta öyle hassas hale geliyor ki bu sefer her oku üstüne üstüne çekiyor. Söylenen her şeyde kendini atıyor öne. Neden? Çünkü denge noktası başkasının hayatında.
Oysa bir gölge bulacaksın kendine, sığınacaksın bir ağaca, döneceksin sırtını çevrene, mahallene, arkadaşlarına iç sesinle bağıra bağıra önce bir kendini sokacasın hizaya. Olduğun nokta sen olacak ki başkasına gölge olacaksın zamanında. Bunları söylemek, yazmak ne kolay ama inanın uygulamak da kolay. Yeter ki o gölgeyi bul.
Kendine gölge ol önce. Yansımanı gör ki, başka yansımalarda kendini tanı. İşte o zaman “ben bu değilim” bu benim gölgem değil demeyi öğreniyorsun. İşte o zaman hayat ritmin oturuyor. #durumbildirimi #minipost #dbcasablanca
Ben yazılarınıza hayran kaldım.. Geç buldum sizi ama artık bırakmam 🙂 SEVGİLER…
Çok mutlu ettiniz beni. Teşekkür ederim beğenileriniz için. Sevgiler.