Fas’a geldiğimiz günden beri televizyon neredeyse hayatımızdan çıktı. Bu aslında iyi bir gelişme olarak düşünülebilir. Hele benim gibi evde ses olsun diye televizyon açan biriyseniz eğer biraz sancılı da düşünebilirsiniz. Burada Türk kanallarına ulaşmak için digitürk şansınız var aslında ama abonelik süreci baştan itibaren ‘vazgeçme’ nedeni. Biz çözümü apple tv’de bulduk. En azından seçerek izleme, güncel film vs gibi şeylere ulaşmak adına daha mantıklı geldi. Geldi ama önce bir internetimiz bağlansaydı 🙂 Otelde kaldığımız neredeyse iki ay boyunca bir hdmi kablosu ve bir laptop ile dünyayı kurtarırcasına filmlerimize kavuştuk. Hızlı internet bağlantısı için otele teşekkür ediyor bir yandan da kotaları için özür diliyoruz 🙂 Uzun lafı kısası televizyonun bizi yönettiği günlerden bizim onu yönettiğimiz günlere hızlıca geçerken severek izlediğimiz beş filmi ( en sevdiklerimizi) paylaşmak istedim. Tavsiyeme güvenip izleyecek olanlara ise iyi seyirler.
Brooklyn
Amerika’da ya da Avrupa’da 1950’li yıllarda geçen filmler her zaman ilgimi çekiyor. Brooklyn, İrlandallı bir kadının sevdiği iki erkek ve iki şehir arasında kalmasını konu alan bir film ama başrol karakterinin yaşadığı toplumda yer edinme ve kadın olarak bir şeyler başarmak adına mutlaka bir şeylerden feragat edip etmemesi gerektiğini sorgulatması açısından etkili bir film.
Demolition
Sanırım son zamanlarda izlediğim ve kafamın içinde saatlerce tilkilerin dolaşmasını sağlayan başka bir film daha yok. Hayatı sorgulatmasa bile hayattaki zor, imkansız ya da son gözüken şeylerden nasıl küçük bir hareket ile çıkabileceğimizi gösteren bir film.Başrol oyuncu ile ekstra yıldızı hak etmiş olabilir 🙂
Kral İçin Hologram
Tom Hanks ne çekse, oynasa, yönetse izlerim. Hepsini çok beğenirim. Hatta aynı şeyi üç kere çekse yeni gibi yine izlerim o yüzden sadece Tom Hanks için bile 120 dakikanızı vermeye değer.
Fundamentals of Crying
Ön yargı ile izlemeye başladığım ama içindeki her karakterin bir felsefe taşıdığı film. Kendi içinde birkaç tane başrol yaratmış. Her bir karaktere bayılarak izledim. Oyunculuklar, senaryo bence harika. Eski bir yazar özel bakım hemşiresi olursa…
Race
Şöyle bir gerçek var ki imkansızı başaranlar, stres altında başaranlar ya da spor, sanat vb alanlarda başarı için sancılı süreçler geçirenlere dair onlarca film çekildi, çekilmeye devam ediyor. Aslında temelde hepsinin mesajı aynı belki ama Race izlerken bunda biraz daha fazlasını sorguluyorsunuz. Ben izlerken neden sürekli Bolt dedim bilmiyorum 🙂